RAMAZAN’I TAMAMLARKEN
  Mübarek üç aylarla başladığımız rahmet iklimi Ramazanla nihayete erdi. Ve inşallah bayrama kavuşacağız. Bu vesileyle tüm din kardeşlerimin bayramını tebrik ediyorum. Ramazan ayını sonlandırdığımız şu günlerde Ramazan adına birkaç kelam sarf etmek isabetli olacaktır.
 

Evvela Ramazan ayının mahiyetini ve önemini Yüce Kitabımız Kuran’ı Kerimin Bakara suresi 185. ayetinden hatırlayalım. ‘‘Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir.’’
Başı rahmet ortası mağfiret ve sonu cehennemden kurtuluş olan bu mübarek ay ile ilgili Sevgili Peygamberimiz Habibimiz Muhammed Mustafa (SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM)’in dikkatlerimizi çeken bir hadisini nakletmek Ramazan ayının önemini anlamak açısından oldukça isabetli olacaktır.
“…Ramazan-ı Şerife girip de bu ay çıkmadan kendini Cenab-ı Hakk'a bağışlatamayan kimsenin burnu yere sürtülsün (perişan olsun)…” (Tirmizi, Daavat, 101)
 

Ramazan ayının mahiyetini anlayabilmek için bu ayı yaşamak gerekmektedir. Ramazan ayının önemini anlayabilmek için ise Ramazan öncesi üç aylardan itibaren hazırlanmak gerekmektedir. Zira hadislerde Recep ayının Allah’ın, Şaban ayının Peygamberimizin ve Ramazan ayının da Müminlerin ayı olduğu ifade edilmektedir. Allah’a ve Peygambere sadakat gösterilirse Ramazanın sevinci, letafeti ve onuru his dünyamızda yaşanacaktır. Bunun için ise Ramazan ayına hazırlanarak girmeyi arzu etmek gerekir. Meselenin özüne gelecek olursak Ramazan ayının hakkını vermek için Ramazandan sonra bu mübarek zaman diliminde yakaladığımız ulvi hasletlerin devamını yaşamımıza sarf etmek gayesinde olmalıyız. Ve bu doğrultuda Ramazan ayını sözde 11 ayın sultanı değil özde yaşam sermayemizi tükettiğimiz ayların sultanı yaparak başköşemize koymalıyız.

Ancak böyle bir zaviyeden adım attığımız takdirde Ramazan ayı bize faydalı olacaktır. Nasıl ki ibadet için yaptığımız amellerin anlamı Allah’ın rızasını kazanmakla mümkün oluyorsa Ramazan ayında yaptığımız ibadetlerin (Namaz, Oruç, Kur’an, Teravih, Sadaka gibi) anlamı da bu ayda aldığımız maddi ve manevi dersleri hayatımızın diğer zaman dilimlerinde yaşatmakla mümkün olacaktır. Böylece inşallah Allah’ın rızasını kazanmış olacağız. Fakat Ramazan ayında okuduğumuz Kur’an hatimleri ramazandan sonra da okunmuyorsa, kıldığımız namazlardaki hassasiyet bayram sonu bitiyorsa, maddi-manevi sadakalarımızı ve iyiliklerimizi bir daha ki ramazana saklıyorsak, Ramazan bitti diye midemize ve azalarımıza tutturduğumuz oruçlar bir daha nafile olarak tutulmuyorsa veyahut bu oruçlarda kazandığımız temiz ağız, temiz gönül bozuluyorsa şunu dini kaynaklarımızın bize verdiği izne dayanarak rahatlıkla söyleyebilirim ki; ‘‘ Bizler hüsrandayız.‘’
 

Evet Ramazan ayı hasret çekenlerin Rabbine söz verdikleri bir aydır. 11 ay boyunca dilden ve azalardan sadır olan günahların affedilmesi için Mevla’ya iltica edildiği aydır. Ve nihayet iman etmiş gönüllerin affedildiği büyük bir fırsat ayıdır. Ancak bu fırsat çok ilginçtir ki Ramazandan sonra başlayacaktır. Takdir ederiz ki bizleri görüp gözeten sadece Ramazanda değil ömrümüzün tüm safhasında görüp bilmektedir. Bu münasebetle Ramazan ayının ardından gelecek olan zaman dilimini iyi geçirelim. Ömür sermayesi pek azdır, Kabir kapısı kapanmıyor, Lüzumlu işler yapmak gerekir. Farz olan Ramazan orucunu bu ayda tuttuğumuz gibi farz olan 5 vakit namazı sürekli kılmak, iyiliklerimizi artırmak, günahlardan elimizden geldiği bütün ölçüde kaçınarak helal yollardan başka kazanç gözlememek, her daim Allah (C.C.)’a şükretmek ve diğer ibadetleri yapmak ‘‘Sana ölüm gelip çatıncaya dek ibadet et’’ diyen Rabbimize karşı büyük bir kulluk borcumuzdur.
 

Gönderen Durmuş Ali YILDIZ 004
Yayın tarihi 15/06/2018
Facebookta paylaş Twitterda Paylaş