Namazda Huzur ve Teslimiyet (5) |
||
Kıldığımız namazı, en son namazımızmış gibi, bir daha namaz
kılma fırsatı bulamayacakmışız gibi kılmalıyız.
Müslüman, namazını kalbi ve kalıbı beraber olarak kılmalıdır.
Kalıp namazda, kalp ise başka bir âlemde ise, o namazdan hayır beklemeyelim. O
namaz bize bir şey kazandırmadığı gibi bizi kötülüklerden de alıkoymaz.
Namazı usulüne uygun kılmak, yani; rükû ve secdelerini tam
olarak yerine getirerek kılmak, insanı kötülüklerden alıkoyduğunu Yüce Rabbım
haber veriyor. 4- Vay haline o namaza kılanlara ki, 5- Kıldıkları namazın değerine aldırış etmezler.
6- Gösteriş yaparlar onlar,
Namaz; Kulluğun ve ibadetin bir şubesidir. Namaz; İslam’ın beş
şartından Kelime-i şehadetten sonra ilk sırada olan ve imandan sonra en büyük
ibadettir. Peygamberimiz (s.a.v.)in: “Namaz dinin direğidir” diye bildirdiği en
önemli bir ibadettir. (Tirmiz iman:8) Bunları göz önüne alarak Namaz için,
Rabbımızın huzuruna durduk mu, dünyayı arkaya atmamız ve Allah’la konuştuğumuzu
unutmamamız gerekir. Bu şekilde kılınacak bir namaz, bizleri her türlü
kötülüklerden ve gösterişten alıkoyar. Namaz; Mü’minin hayatını düzenleyen en
önemli unsurlardandır.
Enes bin Mâlik (r.a.) Hazretlerinden rivayet edildiğine göre
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle dua ederdi: “Allah’ım, fayda vermeyen namazdan sana
sığınırım!” (Ebû Dâvûd, Vitir, 32/1549)
Kılınan namazların Allah katında makbul olabilmesi için, ihlas
ve huşu ile kılınması gerekir. Huşudan maksat; kişinin namaz esnasında bütün
varlığı ve kalbi ile Allah’a yönelmesidir.
Bu ayetler ve Hadis-i şeriften anladığımız şudur ki, Namaz
kılan her kişi, kıldığı namazı Allah için kılarsa o, hem kötülüklerden korunmuş
olur, hem de huzur ve mutluluğa erer…
İmamın birisi namaz kıldırıyordu, namazı kıldırınca cemaate
döndü ve: – Ey cemaat! Namazı üç rekât mı, yoksa dört rekât mı kıldık? Diye
sorar. Cemaat yüz kişi kadar vardır… Arkadaşlar Bakın! Benim kalbimde bir
tereddüt var bu iş böyle olmaz. Üç mü kıldırdım, yoksa dört mü kıldırdım. Üç
kıldırdığıma emin olan varsa söylesin iade lazım. Hemen yeniden kılalım. Yok!
ama dört diyorsanız kılmaya gerek yok diyor. Cemaatte çıt yok. Yüz kişi…
Cemaatte çıt yok, Fesübhanallah! İnsanın bir tanesi, iki tanesi çıkar; ben
eminim, aklım namazdaydı başka bir yerde değildi der. Arkadan bir tanesi; Yüz
kişiden doksan dokuzu dalmış bir tanesi; - Yav hocam! Sen bize namazı üç rekât
kıldırdın diyor… İmam da kalkın namazı iade edeceğiz diyor ve Allahu ekber
diyerek namazı dört rekât kılıyorlar. Tesbihat bitiyor. İmam bu adamı yakalıyor.
-Kardeşim! Allah senden razı olsun. Senin gibi huşu ile namaz kılanlar pek
kalmadı artık diyor. Adam diyor ki; - Allah kalplerde gizli olanı bilir. Sana
durumu açıklamak zorundayım. - Hocam, ben müteahhidim, âdetimdir her rekâtta bir
kat çıkarım, her rekâtta bir kat çıkarım… Diyor. Hoca: - İşte en ihlaslımız bu,
en samimi olanımız bu… Hesap edin gayri… Üçüncü kata çıktım, dörde çıkartmadın
ki! Dörde çıkartmadın ki, Diyor.
Peygamberimiz (s.a.v): “Şüphesiz şeytan âdemoğlu ile kalbi
arasına girer ve kişi kaç rekât kıldığını bilemez. Bu hal adamın başına geldiği
zaman (tahiyyata) oturduğunda iki secde etsin” Buyurdu . (Yani
yanılma-sehiv-secdesi ile) [34 İbn Mâce, İkamet, 135.]
Rabbım! Bizden, o mel’un şeytanı uzak tut. Amin.
Kıldığımız namazlarla, hem kulluk borcumuzu ödüyor hem de,
dünya ve ahiret saadeti elde ediyoruz.
Son olarak, Peygamberimiz (s.a.v): “Ey Fatıma! Sakın namazı
terk etme. Yemin ederim ki, Peygamber kızı olsan da namazların olmadıkça Cennete
giremezsin.” (Buhari, Müslim:89) Mustafa Arı hocamızın kişisel web sitesine gitmek için tıklayınız Mustafa Arı Youtube kanalı abone olmayı unutmayınız.
Mustafa
Arı hocamızın youtube kanalına gitmek için tıklayınız |
||
Gönderen | Mustafa ARI | 105 |
Yayın tarihi | 20/05/2019 | |
Facebookta paylaş | Twitterda Paylaş |