Namazda Huzur ve Teslimiyet (5)

 
HAMD ALLAH’A MAHSUSTUR. SALAT VE SELAM PEYGAMBERİMİZE ALÎNE VE ASHABINA OLSUN.


اعوذُ با اللهِ منَ الشّيْطانِ الرّجيمْ
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
حَافِظُواْ عَلَى الصَّلَوَاتِ والصَّلاَةِ الْوُسْطَى وَقُومُواْ لِلّهِ قَانِتِين. صدق الله العظيم


Bakara 238. Ayeti kerimede; "Namaza ve orta namaza devam edin. Allah'ın huzurunda tam hûşu ve hudû ile durun" buyurulmaktadır. (Bakara, 238)
Namaz! hûşu ve hudû ile kılınmalıdır. Hûşu namazın sırrı ve ruhudur..
Huşû denince ilk akla gelen şey, namazdaki huzur hâlidir.
Huşûu yakalayabilmek için en mühim şart, namazı “ta‘dîl-i erkân” üzere kılabilmektir.
 

Kıldığımız namazı, en son namazımızmış gibi, bir daha namaz kılma fırsatı bulamayacakmışız gibi kılmalıyız.
 

Müslüman, namazını kalbi ve kalıbı beraber olarak kılmalıdır. Kalıp namazda, kalp ise başka bir âlemde ise, o namazdan hayır beklemeyelim. O namaz bize bir şey kazandırmadığı gibi bizi kötülüklerden de alıkoymaz.
Nitekim Ankebut:45. de
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
اتْلُ مَا أُوحِيَ إِلَيْكَ مِنَ الْكِتَابِ وَأَقِمِ الصَّلَاةَ. إِنَّ الصَّلَاةَ تَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاء
وَالْمُنكَرِ. وَلَذِكْرُ اللَّهِ أَكْبَرُ وَاللَّهُ يَعْلَمُ مَا تَصْنَعُونَ. صدق الله العظيم
“Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da usulüne uygun şekilde kıl. Çünkü bu şekilde kılınan namaz, insanı her türlü fenalık ve kötülükten alıkoyar.”
 

Namazı usulüne uygun kılmak, yani; rükû ve secdelerini tam olarak yerine getirerek kılmak, insanı kötülüklerden alıkoyduğunu Yüce Rabbım haber veriyor.
Maun suresi 4-5-6.ayetlerde Yüce Rabbım:
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيم
فَوَيْلٌ لِّلْمُصَلِّينَ {4} الَّذِينَ هُمْ عَن صَلَاتِهِمْ سَاهُونَ
{5} الَّذِينَ هُمْ يُرَاؤُونَ {6} صدق الله العظيم
 

4- Vay haline o namaza kılanlara ki,

5- Kıldıkları namazın değerine aldırış etmezler.

6- Gösteriş yaparlar onlar,
Namazın değerini bilmeyerek ve de gösteriş yaparak namaz kılanlar da kınanmaktadır, yerilmektedir.
 

Namaz; Kulluğun ve ibadetin bir şubesidir. Namaz; İslam’ın beş şartından Kelime-i şehadetten sonra ilk sırada olan ve imandan sonra en büyük ibadettir. Peygamberimiz (s.a.v.)in: “Namaz dinin direğidir” diye bildirdiği en önemli bir ibadettir. (Tirmiz iman:8) Bunları göz önüne alarak Namaz için, Rabbımızın huzuruna durduk mu, dünyayı arkaya atmamız ve Allah’la konuştuğumuzu unutmamamız gerekir. Bu şekilde kılınacak bir namaz, bizleri her türlü kötülüklerden ve gösterişten alıkoyar. Namaz; Mü’minin hayatını düzenleyen en önemli unsurlardandır.
 

Enes bin Mâlik (r.a.) Hazretlerinden rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle dua ederdi: “Allah’ım, fayda vermeyen namazdan sana sığınırım!” (Ebû Dâvûd, Vitir, 32/1549)
 

Kılınan namazların Allah katında makbul olabilmesi için, ihlas ve huşu ile kılınması gerekir. Huşudan maksat; kişinin namaz esnasında bütün varlığı ve kalbi ile Allah’a yönelmesidir.
Yüce Rabbım: Mü’minun 1.ve 2. Ayetlerde Mealen:
“Namazlarını huşû ile [Kalpleri Allah korkusuyla dolu, tadil-i erkâna uyarak] kılan müminler, muhakkak felah buldu. [Kurtuluşa erdi.]” Buyurur.
 

Bu ayetler ve Hadis-i şeriften anladığımız şudur ki, Namaz kılan her kişi, kıldığı namazı Allah için kılarsa o, hem kötülüklerden korunmuş olur, hem de huzur ve mutluluğa erer…
NAMAZI ne kadar huşu ile kılıyoruz? Amacımız imamları ve cemaatimizi küçük düşürmek değil ama, kısa bir hikâye ile namazlardaki halimizi anlatmak istiyorum.
 

İmamın birisi namaz kıldırıyordu, namazı kıldırınca cemaate döndü ve: – Ey cemaat! Namazı üç rekât mı, yoksa dört rekât mı kıldık? Diye sorar. Cemaat yüz kişi kadar vardır… Arkadaşlar Bakın! Benim kalbimde bir tereddüt var bu iş böyle olmaz. Üç mü kıldırdım, yoksa dört mü kıldırdım. Üç kıldırdığıma emin olan varsa söylesin iade lazım. Hemen yeniden kılalım. Yok! ama dört diyorsanız kılmaya gerek yok diyor. Cemaatte çıt yok. Yüz kişi… Cemaatte çıt yok, Fesübhanallah! İnsanın bir tanesi, iki tanesi çıkar; ben eminim, aklım namazdaydı başka bir yerde değildi der. Arkadan bir tanesi; Yüz kişiden doksan dokuzu dalmış bir tanesi; - Yav hocam! Sen bize namazı üç rekât kıldırdın diyor… İmam da kalkın namazı iade edeceğiz diyor ve Allahu ekber diyerek namazı dört rekât kılıyorlar. Tesbihat bitiyor. İmam bu adamı yakalıyor. -Kardeşim! Allah senden razı olsun. Senin gibi huşu ile namaz kılanlar pek kalmadı artık diyor. Adam diyor ki; - Allah kalplerde gizli olanı bilir. Sana durumu açıklamak zorundayım. - Hocam, ben müteahhidim, âdetimdir her rekâtta bir kat çıkarım, her rekâtta bir kat çıkarım… Diyor. Hoca: - İşte en ihlaslımız bu, en samimi olanımız bu… Hesap edin gayri… Üçüncü kata çıktım, dörde çıkartmadın ki! Dörde çıkartmadın ki, Diyor.
 

Peygamberimiz (s.a.v): “Şüphesiz şeytan âdemoğlu ile kalbi arasına girer ve kişi kaç rekât kıldığını bilemez. Bu hal adamın başına geldiği zaman (tahiyyata) oturduğunda iki secde etsin” Buyurdu . (Yani yanılma-sehiv-secdesi ile) [34 İbn Mâce, İkamet, 135.]
 

Rabbım! Bizden, o mel’un şeytanı uzak tut. Amin.
Rabbım! Bizlere hakiki bir iman, güzel bir ahlak ile; şuurlu, rükû ve secdelerine riayet ederek namaz kılmayı nasip etsin. Amin. Ya Rabbi! Kıldığımız namazları kabul eyle, ahir ve akıbetimizi hayreyle. Amin.

Kıldığımız namazlarla, hem kulluk borcumuzu ödüyor hem de, dünya ve ahiret saadeti elde ediyoruz.
Çağımızın en büyük hastalığı: NAMAZSIZLIK!... Rabbım! Şifanı ver! Namazsız gönüllere… Amin.
 

Son olarak, Peygamberimiz (s.a.v): “Ey Fatıma! Sakın namazı terk etme. Yemin ederim ki, Peygamber kızı olsan da namazların olmadıkça Cennete giremezsin.” (Buhari, Müslim:89)
Ya Rabbi! Hatalarımızla noksanlarımızla birlikte namazımızı, niyazımızı, orucumuzu, ibadetlerimizi ve itaatimizi kabul eyle! Amin.

Mustafa Arı kişisel web sitesi

Mustafa Arı hocamızın kişisel web sitesine gitmek için tıklayınız

Mustafa Arı Youtube kanalı abone olmayı unutmayınız.

Mustafa Arı hocamızın youtube kanalına gitmek için tıklayınız
 

Gönderen Mustafa ARI 105
Yayın tarihi 20/05/2019
Facebookta paylaş Twitterda Paylaş