Bir Etyopya (Habeşistan) anısı | ||
Bu güzel ve
ibretamiz incir hikâyesini, Diyanet İşleri
Başkanlığı Kurumsal İletişim Müdürlüğü'nde
Koordinatör olarak görev yapan Yüksel Sezgin bey
anlatıyor: "Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı 2015 yılı Ramazan Programı kapsamında Etiyopya (Eski adı ile Habeşistan)ya gittim. Çok dinli, çok dilli, çok kültürlü bir ülke olan Etiyopya'da insanların cömertçe paylaştığı tek unsur yoksulluk. Etiyopya tam bir tezatlar ülkesi; bir
yanda Allah'ın insanlara bahşettiği topraklar, bir
yanda aç insanlar, bir yanda lüks oteller, hemen
çevresi teneke mahallesi. Varlık da yokluk da iç
içe. Bu tezatlar Etiyopya'da kaldığımız süre içinde
hep Hayali'nin; Necaşi Hazretlerinin
torunlarıyla bir arada olmak, Ramazan'da onların
yüzünü güldürmek, Ramazan sevincini paylaşmak,
sofralarına bir katkı sunmak amacıyla Etiyopya'nın
değişik bölgelerinde bulunduk. Meyvenin incir olduğunu,
Allah'ın üzerine yemin ettiği "Tin" meyvesi olduğunu
söyledim. Hayretle "İncir bu mu?" dedi ve Besmele
çekerek "Tîn Suresini" okumaya başladı. Elinde kalan
yarım inciri büyük bir hürmet ve saygıyla bir
peçeteye sardı. O yarım inciri ne yapacağını sordum
kendisine. Büyük bir heyecanla paketi alarak; "Allah'a yemin ederim ki hayatımda aldığım en değerli ve en büyük hediye bu oldu. Sizler ne kadar büyük insanlarsınız, ne kadar büyük bir milletsiniz. 3500 kilometre mesafeden buraya geliyorsunuz ve Allah'ın Kur'an'da zikrettiği ve üzerine yemin ettiği bir meyveyle bizi tanıştırıyor ve ikramda bulunuyorsunuz. Size ne kadar teşekkür etsek azdır. Yıllardır Etiyopya'nın değişik bölgelerinde sofralarımıza katkı sağlıyor, kestiğiniz kurbanlarla bizlere ikramda bulunuyorsunuz. Gelecekten ümidini kesmiş olan
bizlere birer ışık ve ümit oldunuz. Allah sizlerden
razı olsun" dedi. Bu duygularla Necaşi Hazretlerinin
torunlarıyla vedalaşarak ülkemize döndük." Bu hatıra kime ne anlatır veya
kimler bundan ne ders çıkarır bilmiyorum. Yalnız ben
kendime söz verdim. İnşaallah bundan sonra, bir
incir gördüğümde veya bir incir yediğimde "Tîn
Sûresini" mutlaka okuyacağım.
Bismillâhirrahmanirrahim. Amennâ ve saddaknâ. İnandık,
iman ettik Rabbim. Yaratan ve yaşatan Sensin. Din
gününün sâhibi Sensin. Hâkimler hâkimi Sensin. İhtiyacımızdan fazla aldığımız
ekmekleri naylon poşetlerde küflendirip, sonra da
hiç vicdanımız sızlamadan çöpe atar mıydık? Yaşadığımız şu dünyada israf
ettiğimiz o nimetlere muhtaç olan milyonlarca insan
olduğunu düşünürdük❗ Heder ettiğimiz zenginliklerde
diğer insanların ve doğacak bebeklerin de haklarının
olduğunu unutmazdık❗ Kendisine ikrâm edilen ve
hayatında ilk defa gördüğü, ilk defa yediği yarım
incir karşılığında şükür olarak Tîn Sûresini okuyan
Etiyopyalı Nureddin kardeşimiz, Türkiye'de incir
bahçeleri, zeytin bahçeleri olup da kıblesini
şaşırmış, kitabından habersiz, israf içersinde
uyuşuk gafilleri görse ne derdi acaba. Yâ Rabbî Sırât-ı müstakimden
ayırma bizi. İslâm nimetinden, iman nimetinden
mahrum eyleme. Şükründen, zikrinden gâfil kılma
bizleri. Âmin. Alıntı. Mustafa Arı kişisel web sitesi Mustafa Arı hocamızın kişisel web sitesine gitmek için tıklayınız Mustafa Arı Youtube kanalı abone olmayı unutmayınız.
Mustafa
Arı hocamızın youtube kanalına gitmek için tıklayınız |
||
Gönderen | Mustafa ARI | 116 |
Yayın tarihi | 21/02/2020 | |
Facebookta paylaş | Twitterda Paylaş |