Murat Padak kardeşimizin yazmış olduğu farklı
bir konuyu işlemek istiyorum.
Peygamber efendimiz sağ olsaydı, Bu günlerde yaptığımız Düğünlerimize Peygamber
Efendimizi davet edebilir miydik? Gelmesini ister miydik?
O’nun, Onur konuğu olmasını ister miydik?
Ağır misafir diye gelmesine sevinir miydik?
O geldi, gelecek diye hazırlık yapar mıydık?
Gelseydi hoş olurdu değil mi?
Bununla ilgili soruları çoğaltabiliriz.
Ama bence istemezdik gelmesini...
Zira o gelirse düğünümüzün tadı kaçar diye, endişe ederdik...
O gelirse örtülü, örtülü çıplakların halaylar çekmesine izin vermezdi. Saçının
telini göstermeyen kızların, kadınların düğünde başka bir âlem olmalarına izin
vermezdi.
Sahi ister miydik düğünümüzde peygamber efendimizin olmasını?
Damatla gelin, dans ederken peygamber efendimiz ne derdi acaba?
Oynak müzikler eşliğinde kendinden geçmiş tam teşekküllü tesettürlü kadınlara,
kızlara ne derdi acaba?
Düğünümüzün tadını kaçırırdı değil mi?
Daha düğün başlamadan yanındaki Sahabesiyle kalkın gidelim mi derdi?
Sıkma tesettürlü kızların neler yaptığını, kimin kimlerin kollarında oynayıp
zıpladığını görünce çeker giderdi, değil mi?
Hem şaşırır hem bunlar benim ümmetim mi diye bir ah çekerdi değil mi?
Sonra Cuma hutbesinde belki şöyle der diye endişeyle beklerdik:
"Bazı Müslüman erkeklere ne oluyor da, rahmet esintilerinin olmadığı kızlı
erkekli, halaylı zurnalı düğün yapıyorlar?
Bazı Müslüman kadınlara ne oluyor da, düğünlerde kendilerini de, Allah'ı da
unutuyorlar?"
Sonra belki hakkımızda bir vahiy inmesinden korkardık. Herkes hem düğünümüzü
konuşacak hem de hakkımızda nazil olan ayetleri okuyacaktı.
Ah şu düğünlerimiz!
Allah'ın emriyle başlayan, şeytanların, berduşların, ayyaşların, kendinden
geçmişlerin istekleriyle devam eden düğünlerimiz!
Ah şu düğünlerimiz!
Düğünlerimiz; düğün salonundan çok, gece kulübüne dönüyor. İnsanlar sadece içki
ile sarhoş olup kendilerinden geçmiyor. Davulun sesini duyan kadın da, adam da
kendinden geçiyor.
Adam da kadın da orkestranın sesini duyduğu gibi, ne üstündeki bol tesettüre
bakıyor, ne de boyundan posundan utanıyor…
Zaten ne oluyorsa düğünde oluyor. Düğünde herkesin içinde, arasında oynayan
zıplayan tam teşekküllü örtülü kızlar, ertesi gün misafirlerin yanına namahrem
diye çıkıp selam vermiyor. Düğünde herkese göbek atan iffetli kızlar (!) ertesi
gün, kimse tesettürüme laf edemez diyor.
Düğün, sen meret şeymişsin! Kocasına oynamayan kadınları el aleme oynatıyorsun!
Düğün, sen acayip bir şeymişsin ki, daracık tesettürlü kıyafetlerle kızları da
erkekleri de aynı sıraya diziyorsun. Evet, Allah'ın emri, Peygamberin kavli ile
başlayan nikâh serüveni; davulla, zurnayla, orkestrayla, cümbüşle ve oyun
havaları ile devam ediyor...
Nikâhımız mevlütlüdür desek de, kesmiyor artık! Kur'an ile başlıyor, bir- iki
ilâhi, üçüncüsü türkü, dördüncü şarkı, beşincisi oynama şıkıdım şıkıdım.
Altıncısı haydi kızlar halaya diye devam ediyor...
Hani, rahmet meleklerinin girmediği bazı yerler vardı ya!
İşte bu düğünlere de sadece sol taraftaki amelleri yazan melekler giriyor.
Hayır, adına bir şey yok! Hep günah hep günah!
Düğün kültürümüzü gözden geçirelim ne dersiniz? Bir bakalım düğünlerimize acaba
peygamber efendimizi davet edebileceğimiz bir düğün mü? Yoksa onun bilmesini,
duymasını istemeyeceğimiz bir düğün mü?
Düğüne gitmesek darılırlar mı? Evet, onlar darılırlar, ama Allah razı olur.
Onlar razı olur, ama Allah darılır. Kimi, kimin için kızdırdığımıza dikkat
edelim.
Bir yerde bekliyordum. Hacı amcanın biri orada mahzun mahzun duruyordu.
Amca, hayırdır, diye sordum? Kızım evleniyor, onun düğünü var içerde dedi.
Niye içeri girmiyorsun, diye sordum? İçerisi melanet olmuş dedi.
Uzunca konuştuktan sonra "Erkek tarafına niye düğünün nasıl yapılacağını şart
koşmadın," diye sordum.
- Kızım bile beni dinlemedi, dedi...
Düğün yapmaya karar veren kardeşlerim, bu nasihatim de sizedir.
Lütfen birilerinin keyfi için kendi iyilik defterinizi karalamayın. Allah'ın
rızasını kazanmak, kulların rızasına kazanmaya tercih edilir.
İlahili, mevlütlü ya da kadın erkek ayrılmış şekilde düğünlerinizi yapın.
Kadınların kendi aralarında oynamalarında bir sakınca yoktur. Ama unutmayın ki,
herkesin elinde bir telefon var ve düğünde olan düğünde kalmıyor.
Müslümanın kalitelisi düğünde belli oluyor. Nice örtülü ve şuurlu görünen
gençler, sırf birilerini memnun etmek için Allah'ı kızdırmaya cür’et edebiliyor…
Rahmet ile temeli atılan düğünlerin hayrı ve bereketi fazla olacaktır. Allah
Teâlâ cümle Müslümanlara şuur ve basiret ihsan eylesin! (Murat Padak Şanlıurfa )