Çocuk eğitimi ile ilgili, bir-iki cümlemizle, güzel bir şiirimizi
yorumlayacağım.
Geleceği ve dünyalık eğitimi için gecemizi gündüzümüze kattığımız, servetimizi
yollarına serdiğimiz biricik evlâtlarımız, isteriz ki, hem dünyalarını hem de
ahiretlerini kazansınlar!
Sami BOZBIYIK Kardeşimizin yazmış olduğu şu güzel şiirini bir dinleyelim.
Ne koç yaymaca var, ne inek gütme, Ne yığın yığma var. Ne tırmık çekme, Ne tokat
yeme var, ne de bir tekme, Ama, mutlu değil bizim çocuklar.
Odasında sepet sepet, oyuncak. Parka gitse, türlü türlü salıncak Karnı hep tok,
üstü başı kalıncak. Ama, mutlu değil, bizim çocuklar.
Çarşıya gidince isteği bitmez, Servis olmayınca, okula gitmez. Anneye babaya hiç
yardım etmez, Ama, mutlu değil, bizim çocuklar.
Daha, büyümeden ister telefon, Markasını sorma, elbette Ayfon. Yalan söylemiyom,
sen de görüyon. Ama, mutlu değil, bizim çocuklar.
Ona hizmetçidir evdeki herkes, Sakın incinmesin Prens, Prenses. Annesi, onlardan
çok çalışır ders. Ama, mutlu değil, bizim çocuklar.
Bak gerçek dünyaya, böyle mi hayat. Çocuklarda değil, bizde kabahat. Çocuk
yetiştirmek büyük bir sanat, Ondan, mutlu değil, bizim çocuklar.
Sözün özü şu!: “Ey anneler ve babalar! Çocuklarınızı yaz tatillerinde bir
esnafın yanına verin veya bir kursa göndererek dışarıdaki hayatı görsünler.
Çocuklarımız! ‘el- bebek, gül-bebek büyümesin. İnsanları tanısın. Yerleri
silsin, süpürsün de, tevazu sahibi olmayı öğrensin.
ALLAH’A EMANET OLUNUZ…
(Şair: Sami Bozbıyık) Yorumlayan: Mustafa ARI