Kur'an'ı Kerim'in etkileyici özelliği (9)
   
Abdullah Bin Selâm'ın Müslüman Oluşu
Abdullah bin Selâm, Medine Yahudilerinin âlim ve en muteber kişisiydi... Sülalesi, Yusuf Aleyhis-Selâm'a kadar uzanmaktaydı...
Yahudiler arasında; Husayn olarak anılırdı... Ancak Müslüman oluşundan sonra Efendimiz Aleyhis-Selâm'ın verdiği Abdullah (Allah'ın kulu) ismiyle tanındı...
Değerli dostler! Abdullah bin Selâm, Müslüman oluşunu nasıl anlatıyor:
"Ben Tevrat'ı ve tefsirini babamdan öğrenmiştim. Bir gün, ahir zamanda gelecek Rasûlü, sıfatlarını, alâmetlerini ve yapacağı işleri birer birer anlattı ve bana sonra şöyle söyledi:
− Eğer O Harun oğullarından olursa, O'na tâbi olurum, yoksa olmam!..
Rasûlullâh Aleyhis-Selâm Medine'ye gelmezden evvel de vefat etti... Rasûlullâh Aleyhis-Selâm'ın Mekke'de Risâletini açıkladığını duyduğum zaman ben O'nun sıfatını, alâmetini ve zamanını biliyordum... Hatta gelişini bekliyordum...
Nihayet Kûba'ya Amr bin Avf oğullarının evine indiğini işitince çok sevindim... Oraya indiğini de; durumunu bağırarak haber veren bir kişiden duydum... Nadir oğullarından olan bu kimse:
− Bugün Arapların beklediği adam geldi!.. diye bağırıyordu...
Gayrı ihtiyarî titredim ve bağırdım:
− Allâhu Ekber!.. Allâhu Ekber! Dedim...
Halam Halide de o sırada ilerdeki ağacın dibinde oturuyordu... İyice yaşlanmıştı...
Bu sözümü duyunca çok kızdı:
− Allah seni umduğuna eriştirmesin!.. Elini boşa çıkarsın!.. Ey habis!.. İmran oğlu Musa'nın geldiğini işitseydin, bundan fazla sevinemezdin... Ben de cevap verdim:
− Ey hala, inan ki O, Musa'nın kardeşidir!.. İkisinin de dinleri birdir!..
Aynı şeyle bize gönderilmiştir... Bunun üzerine halam sordu:
− Yoksa, O, ahir zamanda çıkacağı bildirilen Nebi midir?.. Cevap verdim:
− Elbette, ahir zaman Nebisi O'dur işte...(Peygamberimizin hayatı:1, sayfa:455-456)
Sonra karşılamaya çıkan Medinelilerin arasına karışarak, O'nu görmeye çalıştım...
Dayanamayıp, Rasûlullah'ı görmek için bulunduğu yere gittim. Daha ilk gördüğümde kendi kendime, "Bu güzel yüzün sahibi yalan söyleyemez!" dedim. Rasûlullah, insanlar arasına oturmuş, onlara nasihat ediyordu. İlk işittiğim hadîs-i şerîf de şuydu:
- "Selâmı aranızda yayınız, aç kimseleri doyurunuz, sıla-i rahm yapınız, yakın akrabalarınızı ziyâret ediniz! İnsanlar uykuda iken namaz kılınız! Böylece Cennete selâmetle girersiniz."
Sonra bana dönüp sordu:
- Sen Medine âlimi İbni Selâm değil misin?
- Evet.
- Ey Abdullah, Allah için söyle! Tevrat'ta benim vasıflarımı okuyup öğrenmedin mi?
- Evet, öğrendim. Yâ Rasûlallah Cenâb-ı Hakkın sıfatlarını söyler misin?
Rasûlullah efendimiz bana İhlâs suresini okudu.
"De ki: O Allah birdir. Hiçbir şey O'nun dengi değildir. De ki: o Allah sametdir. O'nun hiçbir dengi yoktur!" meâlindeki âyet-i kerîmeleri işitince:
- "Şehâdet ederim ki, Allahtan başka ilâh yoktur. Sen O'nun kulu ve rasûlüsün,"diyerek iman ettim. (http/m.dinimizislam.com)
Ben oradan henüz ayrılmamıştım ki, bir gurup Yahudi'nin oraya geldiğini duyduk... Bunu üzerine Rasûlullâh'a şöyle söyledim:
− Ey Allah'ın Rasûlü, Yahudiler, insanı hayrette bırakacak kadar yalan söyleyen, türlü isnatlarla iftiralar atan zalim ve Hakk'tan uzak bir kavimdir... Eğer benim Müslüman olduğumu öğrenirlerse, bana olmadık iftiralar atarlar... Bunun için sen onlara evvela benim nasıl bir insan olduğumu sor, sonra Müslüman olduğumu açıklayalım...
Sonra ben bitişik odaya saklandım... Rasûlullah Aleyhis-Selâm onları içeri aldıktan sonra sordu:
− Aranızda Husayn oğlu Selâm nasıl bir insandır?
Bir şeyden haberi olmayan Yahudiler konuştular:
− O, bizim en yüksek âlimimizin oğludur ve en yüksek âlimimizdir!..
Bunun üzerine Rasûlullâh Aleyhis-Selâm tekrar sordu:
− Ya o Müslüman oldu ise, ne dersiniz?.. Hepsi birden cevap verdi:
− Haşâ!.. Allah onu korusun!..
Bunun üzerine ben meydana çıktım ve gözleri önünde şehâdet ettim:
− Tapılacak tanrı yoktur, sadece ALLAH vardır ve Muhammed'de O'nun Rasûlüdür! Ey Yahudi topluluğu Allah'tan korkunuz ve O'ndan size gelene tâbi olunuz. O, yanınızdaki Tevrat'ta ismi geçen ahir zaman Nebisidir... Bundan asla şüpheniz olmasın...
Ancak benim bu açıklamam onları bir anda şaşırttı ve hep birden bana hücum ettiler...
− Abdullah bin Selâm içimizde en şerli olanımızdır ve en şerli olanımızın da oğludur!..
Ve daha bin bir çeşit iftirayla bana demediklerini bırakmadılar...
Bunun üzerine Rasûlullâh Aleyhis-Selâm'a döndüm:
− Ben size dememiş miydim, Yâ Rasûlullâh!.. İşte korktuğum başıma geldi..."
Bundan sonra Abdullah bin Selâm evine döndü ve bütün ev halkı kendisiyle birlikte Müslüman oldu... (Peygamberimizin hayatı 1, sayfa:457-458-459)
Yüce Rabbimiz da Kur'anı kerimde Yahudiler ve Hıristiyanlardan da dürüst, Allah'a inanan ve O'nun ayetlerine uyanların olduğunu şu ayeti kerimeden anlıyoruz. "Onların hepsi bir değildir. Ehli kitap içinde istikamet sahibi bir topluluk vardır ki, gece saatlerinde secdeye kapanarak Allah'ın ayetlerini okurlar. (Aliimran3/:113) Anacak onların (Yahudilerin) çoğunun lanetlendiğini de yine Kur'an ayetlerinden öğreniyoruz. Lütfen Kur'anı okuduğumuz gibi tercümelerini de okumayı ihmal etmeyelim. Kalın sağlıcakla.
.

 
Gönderen Mustafa ARI 089
Yayın tarihi 12/07/2018
Facebookta paylaş Twitterda Paylaş