Yemek (Sofra) Adabıyla İlgili ne biliyoruz? 2

 
اعوذُ با اللهِ منَ الشّيْطانِ الرّجيم
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
يَا أَيُّهَا الرُّسُلُ كُلُوا مِنَ الطَّيِّبَاتِ وَاعْمَلُوا صَالِحاً إِنِّي بِمَا
تَعْمَلُونَ عَلِيمٌ صدق الله العظيم
 

“Ey Peygamber! Temiz olan şeylerden yiyin ve Salih amel işleyin. Çünkü, şüphe yok ki ben yaptıklarınızı çok iyi bilenim.” Buyurur. (Mü’minun23/51.)
Bu ayette Yüce Rabbımız! Peygamberimize ve O’nun vasıtası ile bizlere hitap ederek; Yeryüzündeki nimetlerin helâl ve temiz olanlarından yememizi ve salih ameller işlememizi emrediyor. Kardeşlerim! Günlük hayatta ve sofrada Niçin Allah Rasulünün sünnetlerine uyuyoruz? Hiç düşündük mü? Yüce Rabbımız Haşr suresinin 7. Ayetinde bize:


بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
…”وَمَا آتَاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَاكُمْ عَنْهُ فَانتَهُوا... صدق الله العظيم

Haşr7: “Peygamber, size ne verdiyse onu alın. Size neyi yasakladıysa ondan sakının…” (Haşr:7) Buyurur da Ondan.

Kardeşlerim! Sofra adabında uymamız gereken, Peygamber (s.a.v.) efendimizin tavsiyelerini görelim. şimdi inşallah
Bu Tavsiyelerin başında soframızdakilerin helâl ve temiz olması gerekir.
Özellikle düğün yemeklerine veya davetlere katıldığımızda bu kurallara uymayan kardeşlerimize şahit olmaktayız.
 

Bizler! evlâtlarımızı yanımızda götürüyoruz. Götürmeden önce, bu hususları anlatmamız gerekir. Bakınız! Peygamberimiz (s.a.v.) efendimiz bunları bize ne güzel anlatıyor:
 

1) Sofraya oturunca yemeği sağ elle yemek.
Abdul-Esed’in oğlu Ebul-As Ömer: “Ben Peygamberimizin himayesinde yetişen bir çocuktum. Yemek yerken, elim yemek tabağının her tarafına giderdi. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.): -Oğul! Besmele çek, sağ elinle ye. Hep önünden ye.” Derdi. (Buhari, Et’ıme2,3) Bir başka hadisi-şeriflerinde Peygamberimiz (s.a.v.): sol eliyle yemek yiyen birini şiddetli bir şekilde uyarmıştır.


2) Yemeğin bereketi: Ebu Hureyre (r.a.) dan rivayet edildiğine göre Peygamberimiz (s.a.v.): “İki kişinin emeği üç kişiye, üç kişinin yemeği de dört kişiye yeter.” buyurdular. [Buhari:5392, Müslim:2058] Bundan şunu anlamamız gerekiyor; Sofradaki yemek, her halükârda sofraya oturanlara yetebileceği gibi, o sofradakilerin bir katı insana da yetebileceğini anlıyoruz.
 

3) Besmele çekmek: Bir önceki sohbetimizde de (yazımızda da) dile getirmiştik. Şöyle ki; Hz. Âişe annemiz anlatıyor: “Rasulûllah (s.a.v.), ashabından altı kişi ile Birlikte yemek yiyordu. Derken bir bedevî geldi. (Besmele çekmeden) iki lokmada yiyecekleri bitiriverdi. Rasûlullah (s.a.v.): “Eğer bu adam besmele çekseydi, yemek hepinize yeterdi!” buyurdu. [Tirmizî, Et’ıme 47, -1859-; Küt. Sitte, c. 11, s. 97]
Bu hadis-i şeriften de anladığımız, Yemeğe başlamadan önce besmele çekmeyi unutmamalıyız. Ayrıca her sofraya oturuşumuzda az bir yemekle doyacağımızı da beynimize bir mesaj olarak iletilmeliyiz… Öyle ki; yanımızda iki kişilik yemek var ise, bunun dört kişiye kadar yetebileceğini düşünmeliyiz.
Bünyemizin ayakta durabileceği kadarı ile yetinmek gerektiğini de bilmeli ve inanmalıyız. Bu şekilde yemek yemek, gerçek manada tokluk olmayabilir Ama: “insan yemek için yaşamamalı, yaşamak için yemesi gerektiğini” bilmelidir.
 

4) Bizim örfümüzde, an’anemizde yemeğe önce büyüklerin başlaması güzel bir uygulamadır. Bunu da yine Peygamber efendimiz (s.a.v.) den öğreniyoruz. Bakın o Mübarek insan, bu hususta ne diyor: Hz. Huzeyfe (r.a.) anlatıyor: “Biz Rasûlullah(s.a.v.) efendimizin yanında yemeğe oturunca, Rasûlullah (s.a.v.) yemeğe başlamadıkça, kesinlikle elimizi yemeğe vurmazdık. Bir seferinde yine O’nunla yemeğe oturmuştuk. Derken bir cariye (küçük kız çocuğu) geldi. Sanki arkasından bir iteni var gibi hemen, elini yemeğe soktu. Raslûllah elinden tuttu. Arkadan bir bedevi geldi. Sanki onun da arkasından iten biri vardı, alel-acele o da elini yemeğe soktu. Rasûlullah (s.a.v.) onun da elini tuttu ve şöyle dedi: “Şeytan, üzerine Allah’ın ismi zikredilmeyen yemeği kendine helal addeder. Nitekim sayesinde yemeğimizi kendine helal kılmak için bu cariyeyi getirdi. Ben de elinden tuttum. Bunun üzerine şu bedeviyi getirip onunla yemeği kendine helal kılmak istedi, ben onunda elini tuttum. “Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin olsun ki, şeytanın eli o ikisinin eliyle birlikte avucumdadır.” Rasulullah(s.a.v.) bunları söyledikten sonra-besmele- çekip yemeğe başladı.” [Ebu davu:3768, El-Bani hadis için sahih demiştir.]
Bu hadisi şeriften şunu anlıyoruz; Sofraya otururken büyüklere önceliğin tanınması ve Besmele çekilmesi sünnet bir ameldir.
Ebu Huzeyfe’nin uygulaması bize bunu gösteriyor. Sofrada, yemeğe önce büyüklerin başlaması, güzel adetlerimiz arasına girmiştir.
 

5) Yemeğin bereketinin, kabın ortasında olması: İbni Abbas (r.a.) tan rivayet edildiğine göre Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Bereket yemeğin ortasına iner. Bu sebeple tabağın ortasından değil, kenarlarından itibaren yiyiniz.” Buyurdu. [Ebu Davut, Et’ıme:17, Tirmizi: 1805, Ayrıca İbni Mace Et’ıme:12]
Bir yemek kabının çevresine oturanlar, kendi önlerinden yedikleri zaman, yemek kabının etrafından itibaren yenmiş olur. Bu durumda bereketin, hâlâ o yemekte mevcut olduğunu anlıyoruz ve anlamalıyız. Ama düğün yemeklerine davet edildiğimizde gördüğümüz o dur ki, vatandaşlarımız bu ve benzeri sünnetlerden habersiz bir şekilde yemek yiyor ve sofradan kalkıyorlar…
 

6) Yemeklerin israf edilmemesi: Evlerde, yurtlarda toplu yemek yapılan yerlerde ve Sofralarda o kadar israf. O kadar israf yapılıyor ki, Sen sanırsın, bu israfı yapan insanlar; A’raf suresi 31. Ayetini hiç mi hiç, duymamışlar. Gerçi duysalar da uymuyorlar ya!.


Orada Rabbimiz ise şöyle buyurur.

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
يَا بَنِي آدَمَ خُذُواْ زِينَتَكُمْ عِندَ كُلِّ مَسْجِدٍ وكُلُواْ وَاشْرَبُوا وَلاَ تُسْرِفُواْ إِنَّهُ لاَ يُحِبُّ الْمُسْرِفِينَ
“- Ey Âdemoğulları! Her mescide gidişinizde güzel giysilerinizi giyin ve yiyin için, fakat israf (savurganlık) etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (A’raf suresi 31)
 

7) Mideyi tıka-basa doldurmamak:
Peygamberimiz (s.a.v.): “Hiçbir kişi midesinden daha tehlikeli bir kap doldurmamıştır. Oysa insana kendisini ayakta tutacak birkaç lokma yeter. Midesinin üçte birini yemeğe, üçte birini içeceğe, üçte birini de nefesine ayırmalıdır.” (Tirmiz, züht:47)
 

8) Yemek duası yapmak. Peygamberimiz (s.a.v.): “Allah teala; yemek yedikten ve bir şey içtikten sonra kendisine hamd-eden kulundan hoşnut olur.” Buyurdu. (Müslim:zikir.89)


Şuna inanıyoruz ki, Kur’an-ı Kerimin bütün ayetleri, insanların; uyması ve yaşaması için indirildi. Peygamberimiz (s.a.v.) de bizim için en güzel rehberdir.
 

Kur’an da Bildirilenlere ve Peygamberimiz (s.a.v.) in bildirdiklerine uymamız ve yiyip içtiklerimizin şifa olması dileğimiz ve temennimizdir. Allah’a emanet olunuz kardeşlerim.
 

Mustafa Arı kişisel web sitesi

Mustafa Arı hocamızın kişisel web sitesine gitmek için tıklayınız

Mustafa Arı Youtube kanalı abone olmayı unutmayınız.

Mustafa Arı hocamızın youtube kanalına gitmek için tıklayınız
 

Gönderen Mustafa ARI 98
Yayın tarihi 16/03/2019
Facebookta paylaş Twitterda Paylaş