Allah için sevmek nasıl olmalı ? | ||
![]() Dış güçlerin -böl, parçala, yut- taktiğini iyi uyguladığını görmekteyiz. Eğer birbirimizi sevmiş olsaydık tıpkı Bedir savaşında olduğu gibi Mümin, müşriklerle savaşırken aynı zamanda öz kardeşi ile savaştı. Yanında ise din kardeşi vardı ve onunla can-ciğer olmuştu. Cenabı Hak da bunu bize Aliimran suresi 103. Ayette: "Hani siz birbirinizin düşmanları idiniz de, O (cc) kalplerinizi ısındırıp birleştirmişti. İşte Allah'ın bu nimeti sayesinde din kardeşleri olmuştunuz." Ayeti ile bize haber veriyordu. Biz bu ayeti şuan daha iyi anladığımızı sanmıyorum. Çünkü çevremize baktığımız zaman Müslüman ülkelerin hali içler acısı ve Müslümanlar darmadağan. Bir Kutsi hadisde Peygamberimiz(sav), birbirlerini seven Müslümanların üzerine Rabb'ımızın sevgisinin vacip olduğu haberi veriliyor. "Allah'u Teala buyurdu ki; "Benim için birbirlerini sevenlere, benim için oturanlara, benim için birbirlerini ziyaret edenlere ve benim için sadaka verenlere muhabbetim vacip oldu." (Hadisi Kudsi) Mü'minler, ancak mü'min olanları sever. Öyle de olması gerekir. Bunu da Medine'li Ensar'da görmekteyiz. Haşr suresi 9. Ayette: "Daha önceden Medine'yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler. Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir." Biz, Müslüman Türk milleti olarak bu günlerde -Ensar- olmalıyız. Ve birbirimizi Allah için sevmeliyiz. Ayrıca Hıristiyan alemi ve diğer toplumlar karşısında birlik ve beraberliğimizi, birbirimize olan sevgi ve muhabbetimizi en güzel şekilde göstermeliyiz. Yoksa en çok zararı gören bizler olacağız, oluyoruz da. Burada şöyle güzel bir anekdotu aktarmadan geçemeyeceğim. Huzeyfe el-Adevi (radıyallahu anhu) şöyle anlatmıştır: Yermük savaşında (miladi 636 yılı Müslümanlarla Rumlar arasında ki savaş) amcamın oğlunu arıyordum ve yanımda biraz su vardı. Kendi kendime: "Eğer yaşıyorsa ona biraz su vereyim" diyordum. Bir süre sonra onu yaşıyor buldum, fakat yaralıydı. -"Sana biraz su vereyim mi?" diye sordum. Başıyla -"Evet" diye işaret yaptı. O sırada bir adamın inlediğini duydu. Yine başıyla - "Suyu ona ver" diye işaret etti. O adamın yanına gidince: -"Sana su vereyim mi?" diye sordum. O da: -"Evet" dedi. Tam o esnada o da başka birinin inlediğini duyunca, bana: -"O adamın yanına git" dedi. Ben de o adamın yanına gittim. Yanına vardığımda son nefesini vermişti. Derhal diğer adamın yanına döndüm. Baktım o da
ölmüş. Amcamın oğlunun yanına koştum ama o da
ölmüştü. İşte Mü'minin, kardeşini Allah için
sevmesi, böyle olmalı. Peygamber Efendimiz (sav) de: "Nefsimi kudret elinde
tutan Allah'a yemin ederim ki; siz iman etmedikçe
cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman
etmiş olmazsınız." Buyurmuştur. (Müslim) Mümin öyle olmalı ki; Kendimiz için istemediğimizi,
mümin kardeşimiz için de istememek ve kendimiz için
istediğimizi mümin kardeşimiz için de istemek
prensibi ile yaşamalıyız. Bundan daha güzelini
söyleyecek olursak; onlardan gelecek sıkıntıya
katlanmak ve kusurlarını görmemektir. Diğer bir hadis-i şeriflerinde Peygamberimiz(sav):
"Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset
etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah'ın
kulları, kardeş olun." (Buhârî, Edeb, 57, 58)
buyurmaktadır. Bizler Müslüman toplumu olarak,
Allah'ın emir ve yasaklarına, Peygamberimizin emir
ve yasaklarına gerçekten uyduğumuz ve Birbirimizi
sevdiğimiz zaman, bizleri hiçbir toplumun
parçalayacağını sanmıyorum. Parçalanmamak dileğiyle
Allah'a emanet olun. |
||
Gönderen | Mustafa ARI | 066 |
Yayın tarihi | 12/11/2016 | |
![]() |
![]() |